İzmir’de 8 Mart Mitingi

11 Mar 2019

İzmir Kadın Platformu’nun “Krize şiddete savaşa karşı eşit özgür bir yaşam için geliyoruz” şiarıyla düzenlediği miting kitlenin Cumhuriyet Meydanı’nda toplanmasıyla başladı. Daha sonra kortej oluşturularak Gündoğdu Meydanı’na doğru yürüyüşe geçildi. Ege Üniversitesi direnişçilerinden bir kadın işçi  ilk sözü alarak  11 aydır direndiklerini, güvenlik soruşturması gerekçesiyle işten atıldıklarını ifade ederek “Suçlu değil haklıyız, haklarımız için mücadele edeceğiz” vurgusu yaptı. Ardından Sibaş işçilerinin mesajı okundu. Mesajda, alanda olmak istediklerini fakat takvimsel yoğunluklar nedeniyle mitinge katılamadıklarını ifade eden işçiler “73 gündür direnişteyiz, emeğimiz ve geleceğimiz için mücadele ediyoruz ve etmeye de devam edeceğiz” vurgusu yaptı. Flormar işçilerinin mesajının okunmasının ardından, “Öykü Arin İçin Dönor Ol” kampanyasıyla ilgili kısa bir sinevizyon izletildi, Öykü Arin’in annesi Eylem Şen’in mesajı okundu ve herkesi dönor olmaya çağırdı. Platform adına basın açıklaması yapıldı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “8 Mart 1857’de ABD’de uzun çalışma saatlerine, ağır çalışma koşullarına ve düşük ücretlere karşı, eşit işe eşit ücret talebiyle 40 bin tekstil işçisi kadın greve çıktı. Greve çıkan kadınlar polisin saldırısına uğrayarak fabrika binasına hapsedildiler. Sermayenin eli kanlı işbirlikçileri tarafından çıkarılan yangında 129 kadın işçi yanarak can verdi. 1910 yılında toplanan Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda Clara Zetkin’in önerisi üzerine 8 Mart, her yıl Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kabul edildi. O günden bugüne her 8 Mart’ta taleplerimizle, mücadelemizle ve tüm renklerimizle alanlardayız.

Mücadelemizi sadece yeni haklar elde etmek için değil, kazanılmış haklarımızı korumak için de veriyoruz. Sendika haklarını talep eden, eşit işe eşit ücret talebiyle direnişlerini kazanımla sonuçlandıran Flormar işçisi kadınlara, toprağına, suyuna, doğasına sahip çıkan, köy meydanını jeotermal yapmak isteyenlere dar eden Kızılcaköylüsü kadınlara, “HES yapma boşuna yıkacağız başına” diyen Salihlili kadınlara, 696 sayılı KHK ile taşerondan sözde kadroya geçişleri sırasında “güvenlik soruşturması” gerekçesiyle işlerinden olan 11 ay rektörlük önünde direnen Ege Üniversitesi işçisi kadınlara, hapishanelerde bedenlerini adalet için açlığa yatıran ve bugün yanımızda olamayan tüm tutuklu kız kardeşlerimize İzmir’den selam gönderiyoruz. Kadınlara ve LGBT+’lara yönelik şiddet, taciz, tecavüzü önleyici yasalar beklerken; geçtiğimiz yıl tecavüzü aklayan, çocuk istismarının önünü açan tecavüze af yasası niteliğinde bir tasarıyla karşı karşıya kaldık. Biz kadınların tepki ve direnişi sonunda yasa geri çekildi. Kadınların mücadelesi sonucunda rafa kaldırılan bu yasa tasarısı yerel seçimler öncesi seçim vaadi olarak sunulmaya çalışılıyor. Bununla da kalmayan iktidar çocukların erken yaşta evlendirilmesinin yasal kılıfı olarak müftülere nikah kıyma yetkisini tüm itirazlarımıza rağmen yasallaştırdı. Kadın cinayetlerine, tacize tecavüze karşı, çocukların yetişkin erkeklerle evlendirilmesine mecliste alkış tutanlara karşı, bir aradayız, ses çıkarmaya devam edeceğiz.

Kapitalizme, cinsel, sınıfsal, ulusal sömürüye, faşizme, erkek egemenliğine ve kadın düşmanlığına karşı dayanışmayla güçlenecek, dünyayı değiştirmek için mücadelemize devam edeceğiz. İtaat etmeyeceğiz, makbul kadınlar olmayacağız! Hayatlarımızdan ve haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz! Eşit, özgür bir yaşam için krize, savaşa, şiddete karşı yan yana gelmeye, sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Vardık, varız, varolacağız!”

benzer haberler