İLKELİ, SÜREKLİ VE ETKİN BİR GENÇLİK FAALİYETİ İÇİN MLM İLE İLERLE
Devrimimiz geniş halk yığınlarının çıkarlarına hizmet eden ve bundan dolayı da sömürü düzeninden doğrudan etkilenen bir bileşene sahiptir. İşçi-emekçilerin, köylülerin, kadınların, LGBTİ+’ların, gençlerin, ezilen ulus ve milliyetlerin devrimimizde reddedilemeyecek rolleri vardır. Emperyalizme, feodalizme, faşizme karşı mücadele düzleminde kavgaya omuz veren her kesim de devrimimize bir adım atmış olur. Bizim buradaki görevimiz ise bu adımı MLM bir nitelik kazandırarak ileri bir adıma çevirmektir. Halk gençliği adım atmadaki cüretiyle devrim sürecimizde en öne çıkan kesimdir. Bizim onunla ilişkimiz ise bu adımı oluşturmak ve karşılamak üzerine kurulmuştur. Bu yazımızda devrimimizde halk gençliğinin rolüne, bizim halk gençliğini örgütlemek için sahip olduğumuz araçlara ve bu araçları yaratırken uygulamamız gereken ilkelere değineceğiz.
Ülkemizde halk gençliğinin ve özelde de öğrenci gençliğin büyük bir deneyimi mevcuttur. Bu deneyimin niteliğini oluşturan ise öğrenci gençliğin yarı aydın karakteridir. Onun yarı aydın karakteri sorunları ele alışını ya da hangi sorunlara yöneleceğini belirlemektedir. Ekonomik, sosyal sorunlara yönelirken aldığı tavır ise genellikle militandır, bu militanlık onun genç olmasıyla alakalıdır.
Halk gençliğinin katmanlarını incelediğimizde öğrenci gençlik nicelik olarak büyüktür. Gelecekle kurduğu derin bağ, öğrenci gençliğin çelişkilerinin hızla yüzeye çıkmasına neden olur. Çelişkilerini çözümlerken de MLM’yi kavrayabildiği oranda harekete geçer. Ne kadar burjuva ideolojisine maruz kalsa ve onun etkisini taşısa da sorgulamaya açık yapısı ile doğruyu bulmakta da girişkendir; çünkü burjuva ideolojisiyle olan bağı sınıfsal karakteri nedeniyle henüz netleşmemiştir. Bizimse ona yönelimimiz onun iki ideoloji arasındaki gelgitlerine karşı proleter ideolojinin netliğinde olmalıdır. Halk gençliği ve özelde de öğrenci gençlik, egemenler tarafından sömürü düzeninin garantörleri olarak yetiştirilmek istenmektedir. Bir fikrin tohum olarak ekildiği genç beyinlerde yeşermesi daha hızlı olacaktır ve bu beyinlerde yetişen meyveler de güçlü olur; çünkü genç beyin fikrin besini olan bilgilere ulaşmaktaki, o bilgileri kullanmak ve geliştirmekteki gücünün farkındadır. Denilebilir ki onun kendiliğinden hareketi çoğu zaman demokrasi sorununa karşı bir harekete dönüşmektedir. Eğitim kurumlarının anti bilimsel ve paralı niteliği, şoven ve erkek egemen politikalarla örülü yapısı bilginin üretimini daha en başta olumsuz yönde etkilemekte, beyinleri sakatlamaktadır; öğrenci gençlik bilgi üretim sürecine dahil olduğu oranda bu sorunları yüklenmektedir. Eğitim kurumlarının anti bilimsel ve paralı niteliği sömürü düzeninin çıkarlarına karşılık gelmektedir. Bu nedenle anti bilimsel uygulamalara karşı gelişen bir hareket, sömürü düzenine yönelen bir harekete dönüşmek zorunda kalacaktır. Bu çelişkiyi incelediğimizde sorunun sınıfsal özünü yakalamış olacağız. Marksizm-Leninizm-Maoizm (MLM) ışığında oluşturulmuş bir okulun zorunluluğu ise düzenin okullarına karşı mutlaktır; çünkü MLM ile donatılmış okul (birlik) ise halk gençliğinin bilincine sömürü düzenin yıkılmasını, eşit ve özgür bir geleceğin kurulmasını işler.
“Gelecek onun ellerindedir” diyen Lenin yoldaştan öğreniyoruz: sosyalist bir toplumda gençliğin görevinin komünist toplumu yaratmak olduğunu belirtiyor. Yani gençliğin misyonu gelecekle ilişkilidir. Bu gelecek hem topluma hem örgüte dair bir gelecektir. Devrimimizin başarıyla gerçekleştirilmesi ve sürdürülmesi için halk gençliğinin devrimcileştirilmesi ve devrim neferleri olarak yetiştirilmesi gerekmektedir. Öyle ki gençlik, sosyalist devrimlerde olduğu gibi demokratik halk devrimlerinde de komünist düşüncenin yayılmasında önemli bir aktördür. Komünist ustalar gençliğin devrimlerdeki misyonlarına dair belirlemelere giderken onun komünist partileri ile olan ilişkisiyle ilgilenmiş ve kimi anlayışlar ortaya koymuştur. Gençlik Enternasyonali, Komsomol gibi oluşumlar ve birliklerle gençliğin özgürce komünist düşünceyi üretebileceği ve yaygınlaştırabileceği araçlar geliştirmişlerdir.
Kendimizi örgütlemenin kitleleri örgütlemedeki ilk adım olduğunu bilmemiz gerekir. Kendi örgütlülüğümüzü analiz etmek ve bilince çıkarmak önemlidir. Bu bağlamda gençlik faaliyetlerinin ilkelerinden birine yukarıda değinmiş olduk. Kitle anlayışımızda ileri kitlenin önemini açmaya çalışarak bu kesime daha yoğun yönelmenin saflarımızı güçlendireceğinden bahsettik. Saflarımızın güçlenmesini yalnızca niceliksel bir güçlenme olarak düşünmemeliyiz. İleri kitlenin örgütlendiği ve komünist düşünceyle yetkinleştiği bir nitelikli birikim mevcut durumumuzda daha elzemdir.
İlkeli ve sürekli bir gençlik faaliyeti için genç komünistlere ihtiyacımız vardır. Devrimci eğitim bu temelde vazgeçilmezdir. Kendini ve örgütlülüğü geliştirmek için okumak ve yazmak önemlidir. Birikimin genç yığınlara mal edilmesi, bu amaçla gerçekleşecek bir yayın faaliyeti örgütlenmenin gelişiminde besleyicidir; çünkü burjuva ideolojisinin propagandalarına karşı devrimci gençliğin propagandası meşru ve zorunludur. Evet öğrenci gençlik bilgiye ulaşmada avantajlıdır; fakat ulaştığı bilgi her zaman MLM süzgecinden geçmiş değildir. İki ideolojinin çarpışması için bize ait bilginin özel bir yolla ulaştırılması gerekmektedir. Bizim bilgimizin ulaşamadığı yığınlarda popülist, burjuva anlayışlar hâkim olmaktadır. Burjuva ideolojisi de anti Marksist propagandayı çok etkin bir biçimde yapmaktadır; çünkü proleter ideolojinin gelişmesi demek kendi ölümünün hızlanması demektir. Burjuvazi her zaman ölümünü yavaşlatma gayretindedir. Gençliğin anarşizm, postmodernizm, pozitivizm, nihilizm gibi anlayışlarla olası ilişkileri onun toplumla ve gerçekle olan bağını zayıflatır. Bireyin kutsandığı ya da öncelendiği, üretim ilişkilerine yabancılaşmanın arttığı ve proleter kültürün yozlaştırıldığı bu anlayışlar hedefimizde olmalıdır. Gençliğin proletaryayla olan bağının güçlenmesi için MLM aktarılmalıdır, bunun için önce kendimizdeki MLM’nin bilinç düzeyine çıkarılması gerekmektedir.
Örgütlülüğümüz çalışma tarzımız, işleyişimiz ve ilkelerimiz doğru ele alındığı ölçüde gençlik kitlelerine ulaşacaktır ve aynı oranda gelişecektir. Bu durumda onun gelişmesi kaçınılmazdır. Örgütlenme tarzını ele alırken Bolşevik-Maoist ilkeleri uygulamada ısrarcı olmak politikalarımızın doğru belirlenmesinin önünü açar; çünkü hedef kitle ve politikalar birbirinden ayrı düşünülemez. Politika üretmede ve hareket etmedeki durağanlığımız, süreci kavramadaki durağanlığımızla ilişkilidir. Birliğin 2. Kongresi’ndeki şu belirleme hâlâ güncelliğini korumaktadır: “Şu anki gerçekliğimizde örgütün ilkelerini, anlayışını, işleyişini kavrama ve uygulama yönünde zayıflıklar vardır. Bu zayıflıklar gelişmeyi, kurumsallaşmış örgütlülükler yaratmayı engellemektedir.” bununla beraber halk gençliğinin örgütlenmesindeki aciliyetini anlamak devrimimizin kavranmasıyla mümkün olacağı belirtilmiştir.
Öyleyse önümüzdeki görevler devrimimizin gençlik açısından anlamı ortaya konarak belirlenmelidir. Bu hedef kitle belirlemesine giderken de örgütlülük yaratırken de böyledir. İllegal ve özerklik ilkesinin gözetilmediği gençlik faaliyetlerinin sürekli ve etkin olması beklenemez. Özerklik ilkesinin doğru inşa edilmesi için de gençlik faaliyetinin oluşması, genişlemesi ve geliştirilmesi gerekmektedir. Kendi kadrolarını ve önderliğini açığa çıkaracak bir gençlik faaliyeti ile güçlü bir örgütlülük yaratmak mümkündür. Gençlik faaliyetimiz geliştikçe genç komünist kadrolarımız da bu faaliyet içinde MLM’yi kavrayarak yeşerecektir. Nasıl ki İsmail Oral, Tuncay Çarıkçıoğlu, Mehmet Ali Çakıroğlu kolektifin politika ve yönelimlerine anı okuyarak cevap olduysa yeni kadrolarımız da bu ana cevap olacaktır; çünkü gerçekler bunu dayatmaktadır ve “gerçekler devrimcidir”.